26 Şubat 2013

24 Şubat 2013

Yeni Şafak "Pazar"


Kadına yönelik şiddet ilk çağlardan bu yana uygulanıyor. Peki erkekler kadınlara neden şiddet uyguluyorlar? Şiddet uygulanan kadın ne yapıyor? Ülkemizdeki kanunlar kadını yeterince koruyor mu? Sosyal Psikoloji üzerine uzman olan Duygu Buğa şiddet konusunda insanların üzerine düşen görevleri ve nasıl önlem alınması gerektiğini anlattı.

Son yıllarda kadın ölümlerine ve kadına yönelik şiddete sıklıkla rastlıyoruz. Şiddet nedir?
Güç ve baskı uygulayarak, insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüne şiddet denir. Aile içi şiddet ise bir kişinin mevcut veya eski eşine, sevgilisine, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine veya yakın akrabalarına yönelik uyguladığı sindirmeyi de içeren her türlü saldırgan davranışların tümüdür.

Bir erkek neden şiddet uygular?
Bir defa kadına yönelik şiddet soyaçekim veya hastalık değildir. Ailede ve toplumda g özlem yoluyla öğrenilir. Amacı diğer kişi üzerinde güç kontrolü kurmak ve uygulamaktır. Korku ve sindirme yoluyla diğer kişinin denetimini ele geçirmesine olanak veriyor. Altında toplumsal olarak onaylanmış olan, erkeklerin ilişki yaşadıkları kadınları kontrol altında tutma ve bu kontrolü sağlamak için güç kullanma hakkına sahip olduğu inancı yatmaktadır. Birleşmiş Milletler kadına karşı şiddeti, erkekler ve kadınlar arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi olarak tanımlıyor.

Şiddetin meşrulaştıran sebepler var mı? Cinnet hali, alkol...
Alkol veya madde kullanımı, işsizlik, eğitimsizlik gibi aile içi şiddetin nedeni olarak ortaya atılan birçok durum sadece aile içi şiddetin bahanesidir. Kişinin kendi bilinçli seçimidir. Alkol ve madde kullanımı ile şiddet arasında dolaylı bir ilişki söz konusu. Kişi alkol veya madde kullandığı için şiddet uygulamaz, ama şiddet davranışını sergilemek için kendisine uygun bir ortam yaratır. Alkol ve madde kullanımının tedavi edilmesi, şiddet davranışının ortadan kalkacağını da garantilemez, kişi tedavi olsa bile şiddet uygulamaya devam edebilir.

Şiddet genelde hangi tür ailelerde görünüyor?
Aile içinde yaşanan aile içinde kalır düşüncesi toplumumuzda çok hâkim olduğu için bu konuda net bir istatistik elde ettiğimiz söylenemez. Psikologların yaşadıkları deneyimlerden baktığınızda, şiddetin maddi durum, eğitim durumu, yaşanılan şehir veya semt ayrımı yapmadığını görüyoruz. Her an herkes aile içi şiddete maruz kalabilir, buna ben de dahilim.

Peki kadınlar kendilerine şiddet uygulandığının ne kadar farkında?
Kadınlar yaşadıklarının şiddet olduğunu bilemeyebiliyor. Şiddeti sadece fiziksel şiddet olarak görebiliyor. Şiddet sosyal, ekonomik ve psikolojik de olabilir. Mesela kocasının çalışmasına izin vermemesi de şiddettir, zorla çalıştırması da. Aynı şekilde erkek de şiddeti farklı algılayabiliyor. Sabah programlarında görüyoruz. Sunucunun 'Eşine şiddet uyguluyor musun' sorusuna 'Hayır, asla' diyen erkek 'Peki, tokat atıyor musun' sorusuna 'Evet arada oluyor' diye cevap veriyor.

Şiddete maruz kalan da şiddet uygulayan da psikolojik destek almalı mı?
Tabi almalı. Ancak şu çok önemli; şiddet uygulayan kişinin destek alması onun bir daha şiddet uygulamayacağı anlamına gelmiyor. Kişinin yaptığı davranışın yanlış olduğunun farkına varması, bu davranışı tekrarlamak istememesi, bunun için yardım almayı kabul etmesi, yardım alması ve öğrendiği yeni davranışları hayata geçirmesi gerekir. Bu uzun ve çaba gerektiren bir yol.

Son günlerde şiddeti önleme merkezleri kuruldu. Bunların bir faydası oldu mu?
Henüz çok yeniler, alt yapıları hazır değil, personel eksikleri var. İstanbul'da sadece bir tane var ve yardıma ihtiyacı olanların buraya ulaşması çok zor. Bu merkezlerin amacı tüm işleyişi tek bir yerden yürütmekti, şu anda işleyişte hiçbir değişiklik yok. Bir de şiddete maruz kalan da şiddet uygulayan da aynı uzman tarafından yardım alıyor. Bunlar farklı uzmanlık alanlarıdır. Yardım doğru yerden, doğru kişiden ve doğru zamanda alındığında faydalı olur.

Doğru destek verilmediğinde ne oluyor?
Şiddet durmaz tam tersi artarak devam eder.

Size ne tür vakalar geliyor?
Öne çıkanlar gerçekçi sıkıntılar. Üç tane çocuğu var, çalışmıyor, şiddet görüyor ve ailesi desteklemiyor. Aile 'Gelinliğinle çıktın kefeninle dönersin' veya 'Çocuklarını bırak gel' diyor. Çocuklar erkeğindir mantığı var. Çocuklarını bırakmak istemeyen kadınlar da şiddetle yaşamaya devam etmek zorunda kalıyor.

Aile içi şiddeti diğer şiddet türleriyle aynı kefeye koyabilir miyiz?
Aile içi şiddet biraz daha karışık. Sokaktan geçen biri sana şiddet uyguladığında başka bir şey. Aynı yastığa baş koyduğun ve çocuklarının babası olan kişinin sana şiddet uygulaması çok başka. Aile içi şiddetin bir döngüsü var. Bu tüm dünyada geçerli.

Süreç nasıl işliyor peki?
Şiddetin, sıklıkla tekrarlayan belli bir döngüsü var. Evin içinde önce çiftler arasında huzursuzluk başlıyor. Bu huzursuzluktan sonra kadın şiddet göreceğini hissediyor. Bekliyor, huzursuzluk tırmanıyor, bu bazen bir saat bazen de bir hafta sürüyor. Halk arasında 'Kadınlar kaşınıyor' diye bir tabir vardır. Aslında bu durum bu huzursuzluğa karşı tahammülsüzlükten kaynaklanır. Kadın 'Yaşansın bitsin' der ve problem çıkartır. Fakat bu bilinçli bir davranış değildir, farkında olmadan yapılır. Şiddet yaşandıktan sonra balayı dönemi gelir. Bu dönemde erkek kadından özür diler, 'Ellerim kırılsaydı da yapmasaydım, bir daha asla olmayacak ' der. Bu balayı dönemi geri kalan her şeyi unutturur. Kadın bu dönemin kalıcı olduğuna inanır, bir sonraki şiddete kadar bu inançla yaşar. Erkekler bu umudun bitmesine izin vermezler çünkü kadının umut etmesi şiddet gösteren erkek için bir kontrol aracıdır. Bu döngü, birçok kadının kendilerini döven erkeklerle yaşamaya neden devam ettiğini açıklıyor aslında.

Kadına yönelik şiddette yasaların koyduğu uzaklaştırma kararı var. Bu yeterli bir uygulama mı?
Tek başına uygulandığında yeterli bir çözüm değil. Uzaklaştırma kağıt üzerinde kadını koruyor. Ancak uygulama eksik yapılıyor. Bu aşamada karakol ve aileler de işin içine giriyor. Kişilerin aynı çatı altında kalması riskliyse bu durumda iki seçenek var. Ya kadın sığınma evine gidecek ya da adam evden uzaklaşacak. Şiddeti uygulayan kişinin evden uzaklaştırılması kadının yararına. Şiddet gören o zaten, bir de kendi evinden niye gitmek zorunda kalsın. Ancak uzaklaştırma kararı verildiğinde erkeğin nerede yanlış yaptığını bilmesi ve uzaklaştırıldıktan sonra yardım alması gerekiyor.

Peki şiddete şahit olanlar ne yapmalı?
Burada en doğru yol polise haber vermek. Çünkü polis geldiğinde kadın şikâyetçi olmasa da bu şiddet uygulayan kişi için caydırıcı olabilir.

Kadınlardaki 'Kocam döver de sever de' düşüncesinin psikolojide karşılığı nedir?
Bu 'Siz karışmayın' demek. Bunun altında şikâyetçi olursam, birileri karışırsa kocam beni daha çok döver korkusu var. Ya da boşanmak istemiyor. Boşanmak ülkemizde tabudur. Bu kadın şiddeti kabulleniyor anlamına gelmiyor aslında.

Kaç tür şiddet var?
Kişinin kendisine ve çevresine olan güvenini, kendisine olan saygısını azaltan ve aynı zamanda kişinin korku duymasına sebep olan birçok davranış aile içi şiddet tanımının içine giriyor. İtme, tokatlama, tekmeleme, eleştirme, aşağılama, tehdit etme, küçümseme, temel ihtiyaçları esirgeme, aileyle veya arkadaşlarla görüşmeyi yasaklama, evden dışarı çıkmayı engelleme, istediği halde çalıştırmama veya zorla çalıştırma benzeri birçok davranışı içeriyor. Sadece fiziksel değil. Aynı zamanda tahakküm stratejisi uyguluyor. Aynı anda ekonomik, sosyal, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayabiliyor. En güçlü kadınlar bile kendilerini böyle bir durumda çaresiz hissedebilirler.

Şiddet gören şiddet uygular mı?
Öyle kesin bir veri yok. Şiddet gören kişi şiddete eğilimli olabilir, olmayabilir de. Evde şahit olduğu şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunu okulda eğitim yoluyla öğrenebilir.

Türkiye'de hangi türü daha baskın?
Hepsini uyguluyoruz. Sokağa çıkmayı, akrabalarla görüşmeyi, çalışmayı yasaklıyoruz. Sosyal şiddete giriyor. Kimi erkek akrabalarla görüşmeyi yasaklamayı daha farklı bir yöntemle yapıyor. 'Akrabalarınla görüşemezsin' demiyor ama akrabalarından her telefon geldiğinde telefonu kapattıktan sonra sudan bir bahane ile şiddet uyguluyor. Kadın bir süre sonra ailesinden telefon geldiğinde şiddet göreceğine dair koşullanmaya başlıyor. Erkeklerimiz bu anlamda çok zeki. Evde yaşanan aile içi şiddetin çoğu salonda veya yatak odasında başlayıp sona eriyor. Kadının kontrolünde bir mekân olduğu için çok azı mutfakta başlayıp sona eriyor.

Dünyada nasıl uygulanıyor?
Yurt dışında bazı ülkelerde erkeğin kadına şiddet uygulaması çok zordur, çünkü bunun yaptırımı vardır. Eşini dövdüğünde bunun sonuçlarına katlanmak zorundasın. Türkiye'de yasalar caydırıcı değil.

Toplum yapısı ne kadar etkili?
Bu bütün toplumlarda var. Çünkü hepimizin içinde şiddet var. Ancak insan olarak biz, şiddet uygulamadan yaşamayı öğreniyoruz. Şiddete başvuran ve hoş gören kişiler kendini yeterince ehlîleştirmemiş kişiler. Kadınlar üzerinde erkeklerin kurduğu bir baskı var.

Artış var mı?
Artış olduğunu düşünmüyorum. Zaten hep şiddet vardı. Ama evin içindeydi. Şimdi artık evin kapısından dışarı çıkmaya başladı, görünür hale geldi.

Üçüncü sayfa haberlerinde pek çok olay görüyoruz. Şiddet medyaya nasıl yansıyor?
Medyada yer alması çok önemli. Bu konu konuşulduğu sürece çözüm bulma şansınız var. O yüzden gazete, televizyon gibi yayın organlarının işlevi büyük. Burada önemli olan medyada nasıl yer alacağı. Kadınların gözünü korkutmamak gerekir. Kadınlar çok fazla korkarlarsa yardım isteyemezler.

Şiddet gören kadınların tavrı genelde nasıl oluyor?
Evden ayrılan kadınların birçoğu geri dönüyor. Kurtulmak varken geri dönmesini aileler problem kadında diye yorumluyor. Bu doğru değil. Bütün dünyada ortalama bir kadının kendisine şiddet gösteren erkeği terk edip geri dönme sayısı 10. Bir kadın on defa evi terk ediyor ve geri dönüyor. Bu aile içi şiddetin dinamikleriyle ilgili bir şey. Kadının harekete geçmesi için tam anlamıyla hazır olması gerekir.

Kadın boşanmalı mı?
Aile içi şiddetin sonu yoktur. Aile birliğinin korunması adı altında bir söylem var. Aile birliğinin korunması çok başka bir şeydir. Ailenin desteklenmesi, güçlendirilmesi, sosyal refahının arttırılması ve oluşturulan aile merkezli politikalar elbette ki oldukça önemli ve değerlidir. Ancak söz konusu olan temel fonksiyonlarını yerine getiremeyen bir aile sistemi özellikle de aile içi şiddet ise 'aile birliğinin korunması' söylemi çok tehlikeli bir söylemdir. Bu anlamda aile birliğinin korunmasının değil aile bireylerinin iyiliğinin ve sağlığının çok daha önemli olduğu unutulmamalıdır. Boşanma evlilik kadar eski bir durumdur. Elbette ki evlilikte yaşanan sorunların tek çözümü boşanma değildir ancak bazen aile bireyleri için en sağlıklı karar boşanma olabilir.

6284 yasasını nasıl buluyorsunuz?
Şu ana kadar çıkan yasalar arasında en iyisi fakat eksik ve pratikte çok fazla sorun yaşanıyor. Bir defa önceliği ailenin korunmasına veriyorsun, olmaz. Hem aileyi hem de kadını koruyamazsın. Ayrıca alt yapı oluşturulmadığı ve zihniyet değişikliği olmadığı için yazılı kuralların bir anlamı kalmıyor. Kadın erkek eşitliğinin bir devlet politikası olması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Şiddet gören kadının ihtiyacı olduğu şey ne?
Aile içi şiddet gören kadın senden benden daha güçlü olan kadındır, bunu asla unutmamak gerekir. Onca olumsuz olaydan sonra ayakta kalmak çok zordur. O yüzden kadınların sarıp sarmalanmaya, korunmaya değil 'desteğe' ihtiyacı vardır.


Kaynak: http://yenisafak.com.tr/pazar-haber/kadin-korktukca-daha-cok-siddet-goruyor- 24.02.2013-492003



21 Şubat 2013

Kadın Olmak



Kadın bedeni üzerinden siyaset…
Kadın bedeni üzerinden edep…
Kadın bedeni üzerinde söz sahibi olmak…
Kadının bedenine egemen olmaya çalışmak…
Kadın bedeni üzerinde tahakküm…
Kadın bedeni üzerinden rant sağlama…
Kadın bedeninin nesneleştirilmesi…
Kadın bedeni üzerinden popülarite kazanmak…
Kadın bedeni üzerindeki denetim…
Kadını bedeni üzerinden tanımlamak…
Kadın bedenini sahiplenmek…
Kadın bedeni üzerindeki kontrol…






ırz namus iffet fazilet
ahlak edep hayâ
müstehcen şehvet
haram zina fuhuş
mahrem helal haram günah
bekâret




kadın hatun hanım hanımefendi bayan dişi kraliçe avrat karı bacı prenses kız dilber sultan





vajina, am, amcık, şeftali, dam, delik, kelebek, gül, hak yolu, döl yolu, kadife, kuku, kara delik, kutu, paket, incir, alt dudak, bal kutusu, sermaye, cennet kapısı, haz kapısı, fıstık, elmas madeni, mincare, yarık, şey, minco, çatı, bacak arası…







orospu, fahişe, namussuz, yollu, şıllık, şırfıntı, ahlaksız, hayat kadını, azgın, utanmaz, seks düşkünü, gösterip vermeyen, piyasa malı, o yolun yolcusu, kötü kadın, dişi köpek, sürtük, kancık, basit kadın, hoppa, kaltak, kahpe, pis kadın..

şşşşşşşşşşşşşşşş....... 









Moda, güzellik, saç, makyaj, manikür, diyet, cinsellik, anne, çocuk, aşk, evlilik, yaşam, beslenme, cilt bakımı, alışveriş, mutfak, dekorasyon, astroloji, indirimler, bebek, pembe, magazin, estetik, kozmetik, dekolte, varis, selülit…





ipek saçlar pembe topuklar ince bel tek taş yüzük masum süs bebeği dedikodu mini etek marka düşkünü baştan çıkarıcı beyaz ten ince bilek şehvetli dudaklar dolgun göğüsler makyaj çantası







çam kabuğundan gençlik iksirleri nedir bu selülitlerden çektiğimiz beş adımda bikini vücudu dekolteniz göz kamaştırsın parfümünüz kişiliğinizi yansıtıyor mu partinin kraliçesi olmak için kaşlarınızı baştan yaratın bugün ne giysem sevgililer günü hediye rehberi saç tipiniz hangisi hayatı kolaylaştıran mutfaklar





Kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet, namus, töre, kadın cinayetleri, kürtaj hakkı, çocuk gelin, zorla evlendirme, tecavüz, aşk cinayeti, kadın intiharları, kadına yönelik ayrımcılık, kadın-erkek eşitsizliği, mahremiyet hakkı, namusun lekelenmesi, aile meclisi, ekonomik özgürlük, baba evinden koca evine, el âlem ne der, haydi kızlar okula…






Bu evden gelinliğinle çıktın ancak kefeninle dönersin!

Kadın dediğin, yürüdüğünde yanına yakışmalı, vurdun mu duvara yapışmalı!

Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin!

Evli kadının bir tane kocası, dul kadının herkes kocası!

Erkek gibi kadın!!!




http://www.facebook.com/pages/V-for-Venus/359260147515116?fref=ts