18 Şubat 2013

Vatan 14 Şubat "Kırmızı"

Güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüne "şiddet" adı verilmektedir. "Aile içi şiddet" ise bir kişinin mevcut veya eski eşine, sevgilisine, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine ve/veya yakın akrabalarına yönelik uyguladığı sindirmeyi de içeren her türlü saldırgan davranışlar bütünüdür.

Kişinin kendisine ve çevresine olan güvenini, kendisine olan saygısını azaltan ve aynı zamanda kişinin korku duymasına sebep olan birçok davranış aile içi şiddet tanımının içine girmektedir. İtme, tokatlama, tekmeleme, eleştirme, aşağılama, tehdit etme, küçümseme, temel ihtiyaçları esirgeme, aileyle ve/veya arkadaşlarla görüşmeyi yasaklama, evden dışarı çıkmayı engelleme, istediği halde çalıştırmama veya zorla çalıştırma benzeri birçok davranışı içermektedir.

Aile içi şiddet, soyaçekim veya hastalık değildir.

Aile içi şiddet davranışı;
  • Ailede ve toplumda gözlem yoluyla öğrenilir.
  • Amacı diğer kişi üzerinde güç ve kontrolü kurmak ve uygulamaktır.
  • Korku ve sindirme yoluyla diğer kişinin denetimini ele geçirmesine olanak verir.
  • Altında toplumsal olarak onaylanmış olan, erkeklerin ilişki yaşadıkları kadınları kontrol altında tutma ve bu kontrolü sağlamak için güç kullanma hakkına sahip olduğu inancı yatmaktadır.

Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi’nde kadına karşı şiddet, erkekler ve kadınlar arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi olarak tanımlanmaktadır.

Alkol veya madde kullanımı, işsizlik, eğitimsizlik gibi aile içi şiddetin nedeni olarak ortaya atılan birçok durum sadece aile içi şiddetin “bahanesidir”. Aile içi şiddet belli bir yerde, belli bir zamanda ve belli bir kişiye yönlendirilmiş bir davranıştır, kişinin kendi bilinçli seçimidir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder