Çin’de
10. yüzyılda başlayan bir geleneğe göre 3–5 yaşlarındaki kız çocuklarının
ayakları çok sıkı şekilde sarılarak ve hatta kırılarak, ayaklarının 8–12 cm
arası kalması sağlanıyordu. Ayak bağlama (foot binding) adı verilen bu
uygulamada kız çocuklarının ayakları çeşitli bitkilerin kaynatılmasıyla elde
edilen sıcak suyun içerisine sokuluyor, masaj yapılarak yumuşatılıyordu. Ayak
uzun bir sargıyla sıkıca sarılıyor, iki günde bir çözülüp
temizleniyor ve tekrar sarılıyordu. Bu işlem ayağın normal boyuta gelmesini
engelliyor ve zamanla başparmak hariç diğer parmaklar bükülerek ayağın altıyla
birleştiği için ayakucu üçgen şeklini alıyordu. Ayakların büyümesi baskı
uygulanarak engellendiği için ayağın üst kısmı kemer şeklinde eğiliyor, ayakla
topuk arasındaki eklem genellikle kırılıyordu. Oldukça acı verici olan ve kangrene neden
olduğu için %10 oranda ölümle sonuçlanan bu işlemler genellikle kız
çocuklarının anneleri tarafından yapılıyordu.
Ayaklarıyla birlikte ayak bilekleri de sıkıca bağlanan kadınların bacaklarının alt
kısımları bedenlerine göre oldukça ince bir şekilde gelişiyordu. Beden ağırlıklarını
taşıyamayan kadınlar yürümekte zorlanıyor ve hayatlarını sürdürmek için yardım
almak zorunda kalıyorlardı. Kadının sokakta dolaşması ve erkeklerle aynı mekanda
bulunmasının hoş karşılanmadığı o dönemde küçük ayaklı kadınlar, kendi
başlarına yürüyemedikleri için sokağa çıkamıyor dolayısıyla da kolaylıkla kontrol altında tutuluyorlardı. Bu nedenle küçük ayaklı kadınlar sosyal statü
sahibi oluyorlardı ve bu kadınların iyi bir evlilik yapacaklarına, zenginlik
içerisinde yaşayacaklarına kesin gözüyle bakılıyordu. Ayakları bağlanmamış olan
kızlar ise ancak hizmetçilik yapıyor ve toplumda hoş görülmeyen, kimsenin
istemediği erkeklerle evlenebiliyordu.
O
dönemde güzelliğin simgesi olan küçük ayakları cinsel anlamda cezp edici bulan
erkekler aynı ayakları çıplakken görmek istemediğinden, kadınlar
sürekli sargıyla veya lotus adı verilen özel ayakkabılarla yaşamak
zorundaydılar.
Hanedanlık'dan Halk Cumhuriyeti’ne geçildiği dönemde ayak bağlama uygulaması yasaklandı.
Ancak yasaklanma gerekçesi uygulamasının kadınlar için sağlıksız olması değil, Hanedanlık dönemini çağrıştırıyor
olmasıydı. Bu dönemde küçük ayaklı kadınlar çalışmak zorunda kaldılar ve yarı
özürlü sayıldılar. Ayak bağlama yasaklandığı halde uygulanmaya devam edilince, küçük
ayaklı kadınlarla evlenmek men edildi. Günümüzde halen ayakları bağlı olan
70-90 yaşları arasında Çinli kadınlar bulunmakta ve bu kadınların bir kısmı küçük
ayaklı olmaktan gurur duymaktadır.
wow.. :(
YanıtlaSil