4 Mart 2012

Çocuk ve Aile İçi Şiddet

Şiddet duygusal, fiziksel, sözel, ekonomik ve cinsel dahil olmak üzere pek çok boyutta karşımıza çıkmaktadır. Çocuğa uygulanan şiddet eylemlerinin en yaygını ise, aile içinde yaşanan şiddet olaylarıdır.

Çocuklar aile içindeki şiddetten doğrudan, fiziksel olarak yaralanarak etkilenebilir. Şiddet uygulayan kişi, bir başka aile bireyine duygusal olarak zarar vermek ve istediklerini yapmaya zorlamak amacıyla, çocuğa bilerek ve isteyerek zarar verebilir. Bunun yanı sıra, şiddet uygulayan, bir başka aile bireyine saldırırken çocuğa istemeyerek ya da bilerek zarar verebilir. Ayrıca, yaşça küçük çocuklar anne kucağındayken, anne saldırıya uğradığında, saldırıdan zarar görebilir. İleriki yaşlardaki çocuklar ise, aile bireyleri arasındaki şiddete müdahale etmek isterken zarar görebilir.


Çocuklar aile içindeki şiddetten, şiddete tanık olarak da etkilenirler. Pek çok ebeveyn, şiddeti çocuğundan gizleyebildiğini düşünse de, çocukların çok büyük bir kısmı bu durumun farkındadır. Çocuklar şiddet anını görmeseler de bağrışmaları duyarlar, şiddetin beden üzerindeki izlerini yani yaraları, morlukları görürler.

Her iki durumda da çocuğun kendine saygısı, büyüklere duyduğu güven duygusu ve yaşam sevinci yara alır.

Eşleri tarafından şiddete maruz kalan kadınların kendi çocuklarına daha ağır cezalar verdikleri ve kötü muamelede bulundukları saptanmıştır. Ailede yaşanan olaylardan erkek çocuklar, erkeklerin kadınlara istedikleri gibi davranmaya hakları olduğunu, kız çocuklar ise kadınların istismarcı davranışlara katlanmaları gerektiğini düşünür. Şiddet görerek büyüyen çocuklar, ileriki yaşamlarında problemli ilişkiler yaşama riskiyle karşı karşıyadır.

Aile içi şiddetin yaşandığı evlerde,

  • Çocuklar anne baba arasındaki gerginliğe yol açmakla suçlanırlar
  • Çocuk evin içinde korku duyarak dolaşır
  • Evdeki mutsuzluk nedeni ile çocuğun yeme, içme, bakım ve temizlik ihtiyaçları ihmal edilebilir, okul durumu takip edilmez veya çocuğun uykuları bölünür, ders çalışamaz
  • Çocuğun duygusal ihtiyaçları karşılanamaz; üzüntüsü, sevinci, korkusu, endişesi yetişkinler tarafından fark edilmez
  • Çocuğun kavgalar sırasında taraf tutması istenir
  • Çocuğun şiddet gören kişiyi koruması, rahatlaması veya şiddet gösteren kişiyi sakinleştirmesi beklenir
  • Şiddet gösteren ebeveyn sık sık çocuğa kendisinin ne kadar haklı olduğunu anlatmaya çalışır ve çocuğun kafası karışır
  • Çocuk şiddet anında annesini ve kardeşlerini korumaya çalışır
  • Çocuk aşağılamaları, hakaretleri duymak ve dayak, tekme, tokada seyirci olmak veya bunları kendisi yaşamak zorunda kalır.
Evlerinde şiddetle iç içe yaşayan çocuklar;

  • Ailede yaşanan şiddet ve şiddeti durduramamak ile ilgili suçluluk duyguları yaşayabilirler. Şiddetin sorumluluğunun kendilerinde olduğunu düşünebilirler.
  • Ailesi adına üzüntü, anne babasına karşı duygularda karışıklık, terk edilmekten korkma, duygularını ifade etmekten korkma, yaralanmaktan korkma, yaşamındaki şiddet ve karmaşa nedeni ile kızgınlık duyma, çaresiz ve güçsüz hissetme, evde olan bitenlerden utanma gibi duygular yaşayabilirler.
  • İhtiyaçlarını karşılamak için sevdikleri insanlara vurmanın normal olduğuna inanabilirler.
  • Saldırganlık ya da aşırı pasiflik, okulda başarısızlık veya başarı için aşırı gayret, okula gitmeyi reddetme, başkalarını memnun etmek için aşırı çaba gösterme, duygusuz davranma, içine kapanma, donukluk, her şeyi "siyah ya da beyaz" görme, aşırı ilgi çekme davranışları, yalan söyleme, uyku sorunları, kabuslar, altını ıslatma, kontrol edilememe, sınırlarını bilmeme, yönergeleri yerine getirememe gibi davranışsal sorunlar gösterebilirler.
  • Arkadaşlarından ve akrabalarından uzak durma, ilişkilerinde genellikle kavgacı olma, çok çabuk arkadaş olup arkadaşlıklarını aniden bitirme, kızgınlığını kontrol edememe, uzlaşma becerileri gösterememe, şiddet içeren ilişkiler içine girme ve bu ilişkilerde ya ezen ya da ezilen taraf olma, arkadaşlarla aşırı sert oyunlar oynama gibi sosyal problemler geliştirebilirler.
  • Baş ağrısı, karın ağrısı gibi ağrı şikayetleri, sinirlilik, gerginlik, kısa dikkat, yorgunluk ya da aşırı enerji, sık hastalanma, kişisel temizliğine dikkat etmeme, yatak ıslatma veya parmak emme gibi yaşından küçük davranışlara geri dönme, acıya karşı duyarsızlık, tehlikeli oyunlar oynama ve etkinliklerde bulunma, kendine zarar verme gibi fiziksel belirtiler gösterebilirler.
Aile içi şiddetin çocuğun üzerindeki etkisi çocuğun yaşına, şiddete maruz kaldığı ya da şahit olduğu süreye, çevresindeki kişilerin şiddeti nasıl yorumladığına göre farklılık gösterir.

Çocukların şiddete tanık olduğu ya da maruz kaldığı ailelerde duruma erken müdahale edilmesi çok önemli bir noktadır. Erken müdahale, çocukların şiddetle sağlıklı bir şekilde baş edebilmelerini ve sağlıklı bireyler olarak yaşamlarına devam etmelerini sağlayabilir.

·  Çocukları şiddetten korumanın tek yolu şiddeti durdurmaktır.

·  Şiddeti durdurmak mümkün değilse, çocuğu şiddetten uzaklaştırmak gerekir.

·  “Çocuğum için katlanıyorum” düşüncesi çocuğa çok daha büyük zarar vermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder