13 Mayıs 2012

Duygu Küpü

Davranışlarımızın kökeninde yatan duyguların kimyasal sırlarını çözmek için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalardan birinin sonucu olarak 2011 yılında Lövheim, monoamin nörotransmitterler ile sekiz temel duygu arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ileri sürerek dopamin, serotonin ve noradrenalin düzeylerinin duygu ve davranışlar üzerinde büyük bir etkisi olduğunu belirtmiştir.


Dopamin; kalp atışlarını hızlandırır, kan basıncını yükseltir. Herhangi bir şeyi yapabilmemiz için bize istek ve motivasyon verir, aktiviteler sırasında kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Zevk oluşmasını, cinsel davranışları, üremeyi, süt vermeyi ve daha genel olarak beynin hormonal davranışlarını etkiler. Gece yarısından iki saat önceki dönemde en yüksek düzeyde salgılanır. Dopamin düzeyini yükseltmenin en basit yolu hareket etmektir. Dopamin hormon bozukluğunda hafıza kaybı ve problem çözmede, akıl yürütmede zorluk başlar. Dikkatini toplamakta zorlanan, aceleci, sabırsız, konuşkan, unutkan, dağınık, eşyalarını sık kaybeden, yerinde duramayan kişilerde dopamin salınımı düşüktür.

Serotonin; mutluluk hormonu olarak bilinir. Beyinde serotonin salındığında kan damarları kasılarak daralır; serotonin düzeyi düştükçe genişler. Serotonin uykuyu, iştahı, cinsel enerjiyi, ani ve aşırı istekleri düzenler, saldırgan davranış ve hayattan zevk alma ile ilgilidir. Ağrı algılama sistemini etkiler ve dinlendirici bir uyku sağlar. Sakinlik ve güven hissi verir. Serotonin salınımı güneş ışığında artar; kapalı ve karanlık yerlerde serotonin düzeyi azalır. Depresyondaki kişilerin çoğunda serotonin düşüklüğü vardır. Beyinde serotonin azalınca beyin bu eksikliği şekerli ve karbonhidratlı yiyeceklerle gidermeye çalışır dolayısıyla kendimizi iyi hissetmeye devam edebilmek için, durmadan ve daha fazla yememiz gerekir, bu yüzden serotonin azalması obezite ve yeme bozukluğuna da neden olur.

Noradrenalin; kan damarlarının kasılmasını ve kan basıncının yükselmesini sağlayan hormondur, adrenal bezden salgılandığı gibi sinir uçlarından da salgılanır. Beynin dikkat ve çevreye yanıt verme ile ilgili bölümlerini etkiler. Avuç içinde terleme, kalp artışında hızlanma, göz bebeklerinde büyüme meydana getirir. Adrenalin ile birlikte kalp atım hızını, depolardan glikoz salınımını ve iskelet kaslarına giden kan akımını artırarak "kaç ya da savaş" yanıtının temelini oluşturur. Aşık olan birinin zihnini toparlayamaması, sürekli dalgın olması ve çevreden gelen sorulara geç yanıt vermesi veya vermemesinin ana nedeni aşırı noradrenalin salınımıdır. Beyinde noradrenalin seviyesinin artmasıyla mutluluk artar, iştah azalır. Cinsel heyecanlarda da rol oynar.



Bu modele göre örneğin kızgınlık/öfke; yüksek dopamin, düşük serotonin ve yüksek noradrenalin kombinasyonundan ortaya çıkmaktadır. Dopamin ve serotonin salınımı yüksek, noradrenalin salınımı düşük olduğunda ise keyifli/sevinçli oluruz.


Kaynak;
http://www.emotionalcompetency.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder