Davranışlarımızın
kökeninde yatan duyguların kimyasal sırlarını çözmek için çeşitli araştırmalar
yapılmaktadır. Bu araştırmalardan birinin sonucu olarak 2011 yılında Lövheim, monoamin
nörotransmitterler ile sekiz temel duygu arasında doğrudan bir ilişki olduğunu
ileri sürerek dopamin, serotonin ve noradrenalin düzeylerinin duygu ve
davranışlar üzerinde büyük bir etkisi olduğunu belirtmiştir.
Dopamin;
kalp atışlarını hızlandırır, kan basıncını yükseltir. Herhangi bir şeyi
yapabilmemiz için bize istek ve motivasyon verir, aktiviteler sırasında
kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Zevk oluşmasını, cinsel davranışları,
üremeyi, süt vermeyi ve daha genel olarak beynin hormonal davranışlarını
etkiler. Gece yarısından iki saat önceki dönemde en yüksek düzeyde salgılanır. Dopamin
düzeyini yükseltmenin en basit yolu hareket etmektir. Dopamin hormon
bozukluğunda hafıza kaybı ve problem çözmede, akıl yürütmede zorluk başlar.
Dikkatini toplamakta zorlanan, aceleci, sabırsız, konuşkan, unutkan, dağınık,
eşyalarını sık kaybeden, yerinde duramayan kişilerde dopamin salınımı düşüktür.
Serotonin;
mutluluk hormonu olarak bilinir. Beyinde serotonin salındığında kan damarları kasılarak
daralır; serotonin düzeyi düştükçe genişler. Serotonin uykuyu, iştahı, cinsel
enerjiyi, ani ve aşırı istekleri düzenler, saldırgan davranış ve hayattan zevk alma ile
ilgilidir. Ağrı algılama
sistemini etkiler ve dinlendirici bir uyku sağlar. Sakinlik ve güven hissi
verir. Serotonin salınımı güneş ışığında artar; kapalı ve karanlık yerlerde
serotonin düzeyi azalır. Depresyondaki kişilerin çoğunda serotonin düşüklüğü
vardır. Beyinde serotonin azalınca beyin bu eksikliği şekerli ve karbonhidratlı
yiyeceklerle gidermeye çalışır dolayısıyla kendimizi iyi hissetmeye devam
edebilmek için, durmadan ve daha fazla yememiz gerekir, bu yüzden serotonin
azalması obezite ve yeme bozukluğuna da neden olur.
Noradrenalin;
kan damarlarının kasılmasını ve kan basıncının yükselmesini sağlayan hormondur,
adrenal bezden salgılandığı gibi sinir uçlarından da salgılanır. Beynin dikkat
ve çevreye yanıt verme ile ilgili bölümlerini etkiler. Avuç içinde terleme,
kalp artışında hızlanma, göz bebeklerinde büyüme meydana getirir. Adrenalin ile
birlikte kalp atım hızını, depolardan glikoz salınımını ve iskelet kaslarına
giden kan akımını artırarak "kaç ya da savaş" yanıtının temelini
oluşturur. Aşık olan birinin zihnini toparlayamaması, sürekli dalgın olması ve
çevreden gelen sorulara geç yanıt vermesi veya vermemesinin ana nedeni aşırı
noradrenalin salınımıdır. Beyinde noradrenalin
seviyesinin artmasıyla mutluluk artar, iştah azalır. Cinsel heyecanlarda da rol
oynar.
Bu modele göre örneğin kızgınlık/öfke; yüksek dopamin, düşük serotonin ve yüksek noradrenalin kombinasyonundan ortaya çıkmaktadır. Dopamin ve serotonin salınımı yüksek, noradrenalin salınımı düşük olduğunda ise keyifli/sevinçli oluruz.
Kaynak;
http://www.emotionalcompetency.com/
Bu modele göre örneğin kızgınlık/öfke; yüksek dopamin, düşük serotonin ve yüksek noradrenalin kombinasyonundan ortaya çıkmaktadır. Dopamin ve serotonin salınımı yüksek, noradrenalin salınımı düşük olduğunda ise keyifli/sevinçli oluruz.
Kaynak;
http://www.emotionalcompetency.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder