4 Eylül 2012

Etnosantrizm




İlk defa 1906 yılında William G. Sumner tarafından tanımlanan Etnosantrizm, kişilerin kendi etnik veya kültür değerleri, kabulleri ve standartlarına göre diğerlerini özellikle dil, davranış, yaşayış, gelenek ve din anlamında taraflı bir şekilde yargılamasıdır. Diğer kültürlerin niyet ve davranışlarını, neyin doğal ve doğru olduğunu kendi kültürünü merkeze olarak anlama, tanımlama ve yorumlama söz konusudur. Kendi kültürünü yüceltirken diğer kültürleri küçümseme, ötekileştirme ya da aşağılamayı içeren önyargılı, ilkel, istikrarlı, katı ve etnik merkezci bir düşünce tarzıdır.

Evrensel bir olgu olan Etnosantrizmin altında, ‘biz ve diğerleri’ ayrımı ile kendi doğrularının herkes için geçerli olduğu düşüncesi yatmaktadır. Böyle bir düşünce tarzı, bu doğrulara sahip olmayanları veya uyum göstermeyenleri yabancı, tuhaf, sapkın, aşağı değerde ve hatta bir tehdit olarak görme eğilimini dolayısıyla da o insanlara karşı bir nefretin ve düşmanlığın oluşması sonucunu doğurmaktadır. Etnosantrizmde örneğin bir ulus hakkında ulaşılan bir yargının, o ulusun her bir bireyi için geçerli olduğu kabul edilir. Kişilerin günlük yaşam etkinliklerinde ve davranışlarında görülebilen ve bir çok önyargı ve stereotipin de kaynağını oluşturan Etnosantrizm uç noktada çatışma, terör, savaş ve hatta soykırımla sonuçlanabilir.

Hiç kimse doğuştan etnosantrist olarak dünyaya gelmez. Belli bir kültürün içine doğan insanlar zaman içerisinde kendi kültürlerini norm olarak gördükleri bir dünya görüşü geliştirirler. Dolayısıyla Etnosantrizm kalıtımsal değildir, toplumsallaşma sürecinde öğrenilerek elde edilir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder